Yapım | : | 2000 - ABD |
Tür | : | Drama |
Süre | : | 102 dakika |
Yönetmen | : | Darren Aronofsky |
Senaryo | : | Darren Aronofsky, Hubert Selby Jr. |
Yapımcı | : | Nick Wechsler, Eric Watson |
Oyuncular | : | Ellen Burstyn, Jared Leto, Jennifer Connelly, Marlon Wayans, Mark Margolis |
IMDb | : |
Sara Goldfarb, tv bağımlısı dul bir kadındır. Oğlu Harry ise kız arkadaşı Marion ve uyuşturucu dağıtıcısı Tyrone'la takılan madde bağımlısı bir çocuktur. Filmin ana karakterleri bunlar. Harry ve arkadaşları uyuşturucu kullanmaya devam ederken bağımlılık aşamalarını çoktan geçmişlerdir. Film belli bir süre olacakları tahmin edebilecek düzeyde ilerlerken, yaşananlar hiç olmadığı kadar kötüleşiyor. İzleyicinin zihnini sarsıyor. Madde bağımlılığının insanı ne kadar alçaltabileceği ve onu elde etmek için kişinin ne kadar, nereye kadar batabileceği filmde en kara şekilde özetlenmeye çalışılmıştır. Drama türünün hakkını veren bu film, sonlara doğru gerilim filmi izlermiş havasında insanın içini karartacak düzeye ulaşıyor. Uyuşturucu ve bunun gibi insana maddi, manevi ve ruhani zarar veren maddeler kullananlara karşı; "kendi eden kendi bulur" düşüncesi filmde bir süre sonra, bu insanlara acıma duygusuna dönüşüyor. Filmdeki ana karakterler bulaştıkları bu iğrenç şeyin cezasını en berbat ve en dibe batmış şekilde çekiyorlar. Bu dibe batmışlık sözü; dövüş kulübü filminde olduğu gibi "herşeyi kaybettikten sonra oluşan özgürlük" anlamında değil, ilk akla gelen, en kötü, en rezil, en alçak şekilde dibe batmışlık anlamı taşıyor. Filmde izlemesi bile insanı bu kadar dramatize edebilen olayların gerçekte birçok benzerinin yaşandığı düşüncesi insanın aklını daha da bulandırıyor. Bazen doğru yolun değerini anlatmak için önce yanlış yolu göstermek gerekiyor. Bu düşünce filmde en başarılı şekilde gösterilmiştir. Drama dalında izlediğim en iyi filmlerden birisi.
Yorumlar (0)
Henüz yorum yapılmamış.